SELAMİÇEŞME PARKI ÇEVRE DUVARLARI
Kadıköy/İstanbul ︎ 2000 ︎ Kentsel Tasarım ︎ Mert Eyiler, Nevzat Sayın



Hatırladığımız duvarları yeniden gözden geçirdik. Kimilerinin yanına gittik, boyunca yürüdük, içinden geçtik, üstünden atladık, öte yanına baktık. Ne çok duvar var. Ve ne kadar farklı... Yokmuş gibi duran, bütün mendeburluğu ile üzerimize gelen, bitkilerin örtüp sakladığı, sıkıcı, merak uyandıran... Bir sürü duvar. İki şey önemli görünüyordu: İçerideki için yapılsa da; daha çok dışarıdaki için sonuçlanıyordu ve duvardaki her delik düşey yüklerin iletisini kesip yeni sorunlar çıkarırken yatay iletiyı artırıp bağlantıyı çoğaltıyordu. Yeniden parka döndük. Kent içinde abartılı bir uzunluk... Bir türlü gözümüzün önüne gelmiyordu. Başı ile sonu arasındaki 7 metrelik kot farkını yanlış ölçmüş olmalılar diye düşünüp, görememiştik. Duvar, duvar diye konuşurken yolun diğer tarafından bir tren geçti... 1/1 maket... Duvar, olması gereken yerin karşısında belirmişti... Büroya döndük ve çizdik. Aylardır orada. En çok gidip baktığımız "yapı" oldu. Baştaki merak hep sürdü. Hemen dibindeki ağaçların, bitkilerin etkisiyle; içeriden bakıldığında, tam bir "duvar". Yakından; yaklaştıkça açılan "sınır"a dönüşen, geçilemeyen ama geçirgen, koruyan ama gizlemeyen bir duvar.

Mevcut durum



Uygulama sonrası


Kentin orta yerindeki bir parkın etrafında yapmaya karar verdikleri duvar için aradıklarında; "Peki, ama neden?" diye sormuştum. Herkesin kullanımına açık bir parkın etrafında duvarın ne işi olabilirdi? Hiç tartışmaya girmeden, pazartesi günü duvarın yerine bakmamı istediler. Parkın duvar istenen kenarı boyunca yaklaşık 1 km uzunluğunda bir açık pazar kuruluyordu. Ve pazar toplandığında çekirge sürüsü geçmiş tarla gibi görünüyordu parkın pazar kenarları. Peki dedik, düşünelim... Kendimi alıştırmaya çalışmakla ilgili olmalı, gözümün önüne bütün parkların duvarları geliyordu... Taş, beton, demir parmaklık, çit, bir sürü park duvarı hatırlıyordum. Buna rağmen, "Olmasa?" diye bitiyordu bütün gözden geçirmeler... Duvar çok şeydir. Belki de en çok, gizliliktir. Kentin orta yerinde, herkese açık bir parkın duvarı neyi gizler? Duvar olsa... Gizlemese... Duvar, sessizliktir. Seslerin öte yana geçmesini engeller. Engellemese de azaltsa... Duvar, erişilmezliktir. Burası ve orası arasındaki geçirimsiz perdedir. Duvar olsa, geçirgen olsa... Duvar çoğunlukla ağırdır. Hafifletilse... Duvar, güvenliktir. Sakınır, korur. Duvar olsa... diye kesik kesik düşünür ve kendi aramızda tartışırken, duvarın kendi başına olumlu ya da olumsuz bir şey olamayacağını fark ettik. O, üzerinde açabileceğimiz deliklerle değişip başka bir şey oluyordu. Bu deliklerin sayısı, sıklığı, büyüklüğü belirliyordu onu.