SELİMİYE CAMİSİ ÇEVRESİ KENTSEL TASARIMI
Edirne︎ 2010 ︎ Kentsel Tasarım ︎ Çiğdem Mahsunlar, Tuğba Okçuoğlu, Hakan Deniz Özdemir, Sibel Özdoğan, Nevzat Sayın


“Selimiye Camii Çevresi Kentsel Tasarım”ı için proje alanına bakmadan önce makro ölçekte kente bakmakta yarar var. Edirne; topoğrafyası, Tunca ve Meriç nehirleri, tarihsel verileri ve bu veriler içinde yer alan sıra dışı yapılarıyla, iklimi ve verimli topraklarıyla bir kentin sahip olması gereken özelliklerin çoğuna sahip. Nüfusu ve bu nüfusun sosyal alışkanlıkları şehirli olma sıfatını kendiliğinden haketmesini sağlıyor.  Yayalaştırılan yollar, çarşı, eski yapılar, nehir boyu ve Selimiye çevresi hem doğal ve yapılmış çevre açısından, hem bu çevreyi kullanan Edirneliler açısından hemen her şeye sahip. Edirne kent merkezinde birkaç saat geçiren ve bu kenti bilmeyen biri iyi düşüncelerle ayrilacaktir kentten...

Kentin en önemli aksaklıklarından biri ve en önemlisi yol örüntüsü. İstanbul’dan gelen yolun doğrudan kentin içine giriyor ve Eski Cami’nin duvarını neredeyse sıyırarak devam ediyor oluşu ve tam bu noktadaki karmakarışık yol ilişkisi kentin merkezini bir boğuntuya sokuyor. Nereye giderseniz gidin aynı noktadan geçme zorunluluğu gerçek bir keşmekeş nedeni. Kent merkezinde işi olan herkesin aracını bulabildiği ilk yerde bırakma alışkanlığı ve engelleyici hiçbir önlemin olmamasi eşsiz yapılarin doğru dürüst bir kare fotoğrafının çekilmesine bile olanak vermiyor.

Bu yüzden ilk müdahalenin yol örüntüsünün düzenlenmesi olacağı kaçınılmaz bir gerçeklik. Benzer büyüklük ve topografik özelliklere sahip kentler üzerinde yapılan kısa bir araştırma bile ne yapmamız gerektiği konusunda yeterince ipucu sağlıyor.


İlk kararın doğrudan şehrin merkezine giren yolun şehir merkezi etrafinda bir ring yapmasını sağlayacak şekilde değiştirilmesi olduğunu düşünüyoruz. Çok keskin ve zor gibi görünebilecek olan bu müdahale  yerinde yapılan gözlemlerde kolaylıkla olabilir görünüyor. Ana hatlarıyla yoğun trafiğin bir ring yapacak şekilde çevrilip gidilecek noktaya ulaşan ana yollar yardımıyla kent merkezine uzanan kısa ve sonlu yollar tercihi apaçık görünüyor. Yayalaştırılan bütün yolların gerektiğinde araçlar tarafından da kullanılabilecek olması itfaiye, ambulans, çöp gibi hizmetlerin yapılabilmesinin önündeki engelleri kaldıracaktır. Dış ring’den ulaşılacak bir iç ring ve buradan merkeze uzanan yollar araçlar için hiyerarşik bir yol örtüsünün temel kuralı.

Sanayi sitesi, üniversite kampusü, istasyon, pazar, yeni otogar gibi zaman zaman yoğun araç trafiği gerektiren kullanımlar, kolaylıkla ulaşılabilen ve yavaşlatılmamiş yollar üzerinde olsalar bile bu kullanımlar dışında kalan yollar yavaşlatılmış bir araç trafiği hedeflenerek düzenlenmiştir.

Bu düzenleme, kentin gelecekte ne olması ya da nasıl olması gerektiği konusundaki kararlar doğrultusunda ele alınmış ve Edirne için slow city niteliğinin önemli bir kazanç olacağı varsayımı üzerine geliştirilmiştir. Gelişmesi istenen bir şehir için çelişik görünse bile açıkça anlaşılacağı gibi buradaki “yavaşlık” gelişmenin engeli değil gelişmenin ne yönde olacağinin kararıdır. Dış ringin toplam uzunluğunun 9 km, iç ringin toplam uzunluğunun 3,5 km olduğu düşünülürse; istediğimiz herhangi bir noktaya ulaşmanın yol uzunluğu en çok 1-2 km olacaktır. Bu müdahalenin en önemli getirisi Edirneliler için şehir merkezinde olmanın, dışarıdan gelenler için de şehirde kalmanın özendirici olmasıdır.

Ali Paşa Çarşısı’nin kuzey girişi önünden başlayıp, Eski Cami’nin önünden geçerek, Kıyık Caddesi boyunca; Selimiye’nin güneyinden geçip, okulların önüne kadar uzanan, yaya arteri gerçek anlamda bir “kent koridoru” sayılabilir.

Bu karar, bugün kente canlılığını kazandıran hatların düzenlenmesiyle kolaylıkla gerçekleştirilebilecek bir düşüncenin sonucudur.  Ali Paşa Çarşısı kuzey girişi, Eski Cami ve Üç Şerefeli arasında oluşan meydan büyük kalabalıkların “tören alanı” olarak da düşünülebilir. Bu meydandan dağılan uzantılar kentin önceden oluşturulmuş canli noktaları, önemli yapıları ve Tunca ile Meriç nehirleri kıyılarına ulaşmanın olanaklarını kendiliğinden sağlar.  Birbirine benzemeyen ama birbirine geçişli, kendine has özellikleri olan şehir merkezi mekânları savruk ve kendi başlarına olmaktan akışkan bir mekân kurgusuna ulaşır.

Ana kararlardan biri mevcut durumun kullanışlı parçalarının uzun bir kent koridoru ile birleştirilmesi üzerine kuruludur. Bu karar doğrultusunda, Selimiye’nin doğusunda kalan müze ve Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Binası’nın içinde yer aldığı alan mezar taşları için açık bir sergileme alanı olarak düşünülmüş müzenin etkin hale getirilmesi amaçlanmıştır. Her iki yapı da gerekli eklerle çok verimli olarak kullanilabilir niteliktedir.

Bu alandan Selimiye’ye doğru gidildiğinde kısa bir zaman önce restorasyonu yapılan hamam ve otel olarak kullanılan “taş odalar” yapılarından birine ulaşılır. Külliye duvarına paralel olarak yer alan bu alanda önceden var olan taş odaların izinde bir otel yapısı hem sokak persfektifinin oluşturulması hem en uç noktaya kadar varan bir canlılığın yaratılması açısından önemli olacaktır. Külliyenin doğu köşesindeki mezarlığın korunmasıyla, külliyenin güney doğusundaki ağaçlık alan kent parkı olmak için gerekli özelliklere sahip görünüyor. 

Selimiye’nin güney batı kenarında yer alan arasta önünden Eski Cami’ye kadar uzanan geniş alan eski fotoğraflarda ağaçlar ve yapılarla dolu görünüyor. Bu doluluk yapılarla değilse bile ağaçlarla yeniden oluşturulabilir. Mevcut durumu ile ne işe yaradığı belli olmayan bu bölge akasya ağaçlarıyla donatılarak eski görüntüsüne kavuşturulabilir. Bu alan içinde yer alan ve şimdi sadece bir duvarı kalmış olan bal kapanının eski izleri üzerinde yeniden inşa edilmesi Kıyık Caddesi’nin yayalaştırılmasi kararının önemli bir parçasıdır. Bu karar doğrultusunda Kıyık Caddesi üzerindeki yapıların bugün kullanıldıkları şekliyle korunup iyileştirilmeleri, alışkanlıklarin korunması açısından önemli. Hepsinin ortak kullanımında olacak bir pergole düzeninin mevcut canlılığı geliştirip, nitelikli bir duruma getireceğini umuyoruz.

Balkapanı, belediye binası arkasındaki ek hizmet binaları, taş odalar ve pergole dışında yeni yapı önerilmemiştir. Yeni yapı önermek yerine eski yapılari ve eski dokunun iyileştirilmesi temel kararlardan birisidir. Böylelikle gereksiz bir sıkışıklık yaratılmadığı gibi mülkiyet konusunda da başa çıkılması zor sorunlar üretilmemiş olacaktır. Kentin sahip olduğu verilerin tramvatik olmayan iyileştirme ve düzenlemelerle yeni bir yol örüntüsüyle ilişkilendirilmesi olarak özetlenebilecek olan kentsel tasarım anlayişı Edirne’nin kendine has bir kent olma becerisinin de altyapi kurgusudur.